BİR KİTAP İÇİN GİRİŞ YAZISI




               Şu an elinizde duran kitabın yazarı benim. Kitabımla ilgili size bir giriş yazısı yazmak istedim. Umarım kitabı okurken sürekli aklınızın bir yerinde kitaptaki sözcükler kaynaşır.

      Bu öykünün gerçeklikle bir bağlantısı yoktur. Hiçbir gerçek olaya ya da kişilere dayanmamaktadır. Hepsi hayal ürünüdür.  Bu sebeple kitap içerisinde gördüklerinizi lütfen yaşam içerisinde kullanınız. Bir daha tekrar ediyorum. Yaşam içerisinde kullanınız. Benim öyküm olduğu için değil. Muhteşem bir kitap olduğu içinde değil. Size bir tavsiye vermek içinde değil.

Sebebi basit; yaşama uygulayın ki hayallerin yaşamı değiştirebileceğine olan inancınız artsın. 

            Gerçeklik, su içerisinde kalmış bir havlu gibidir. Yaşamak için havluyu sıktıkça gerçekler daha da katılaşır. İnsansa kendi suretini, sıkıp boşuna akıttığı suda görebilir. Kendi üzerinden yapacağı her tasarım oynak bir ayna olan suyun berraklığındadır.

        Hayallerimizde oynaktır biraz. Halk deyimlerindeki gibi oynak, sağı solu belli olmayan, dengesiz.  Dengesizliği, havludaki suyu bazen sıkıp bazen de olduğu gibi bırakarak yüzümüzü kurulamak istemekten gelir. Islak bir havlu ile yüzünü kurulayana gülerler. Bakın birini daha güldürdünüz. En az bir kere de o deneyecektir bunu. Sonra bakıp daha da ıslanan suretine yine gülecektir yaptığı işin saçmalığına.

Kendiyle kalacaktır bir dakika da olsa, kendini sevecektir.

        Hayal kurmanın gerçeklikten kopuk yanı var işte, her ne kadar ondan beslense de. İnanabiliyor musun, insanlar gerçeklerin kuruluğundan sıkılıp hayallerine inanarak kitap yazıyorlar, film çekiyorlar ve biz onların yazdığı karakterlere âşık oluyor, ağlıyor, gülüyor onları sahiplenip hep yanımızda böyleleri olsun istiyoruz. Bizi korumak için, çektikleri acılardan onları kurtarmak için, bizi güldürmeleri için, o merhabayı onlardan akşam eve giderken alabilmek için. Hepsi hayal ürünü ama onlar yoklar, oyuncu ve kelimelerden beslenseler de.

Toparlıyorum söylemek istediklerimi…

       Bu kitabı yazmak için çok düşündüm. Gerçekliğin içerisinde ona sahip çıkacak kimse olmayacağına inancım çok düşüktü. Beni de mazur görün ama her ağaç serpilirken düşünür sararıp kırılacağı günü. Ben de bu heves ve acıyla yazdım günlerce. Nasıl yazmayacaktım ki aklımda onca şey dönüp dururken. Nasıl, biri daha okusun diye çırpınmayacaktım ki anlasın diye neden döndüğünü onca şeyin  beynimde.

         Yazdım işte ve ekledim. Bu öykünün gerçekle hiçbir bağı yoktur. Hepsi hayal ürünüdür. Yani sadece beynimde tasarladığım bir yumak sözcük. Açmak isterseniz yumağı, birbirinden ayırmak isterseniz ipleri biraz zaman ayırmalısınız kendinize. Sırf alışkanlıktan değil, okumak ve o oynak aynada görebilmek için kendinizi.

Bir daha tekrarlıyorum… Yaşam içerisinde kullanınız, kitaptan kendinize çıkaracağınız payları. 

Hayata sadece havluyu sıkmak için gelmediniz.



Kerem Çiçek






Yorumlar