
Bir sümüklü
böceğin arkasında bıraktığı iz gibi renksiz, gündüz göz önüne gelen yani
sonradan öğrenilen bir gereksiz bilgi topluluğu ama insanların seviyesini
anlatan.
O kadar yüz değiştiriyorlar ki hak veriyorum hayatta rol
almalarını ve kendi tanımsızlıkları içerisinde gülerek barınmalarını.
Aklıma gelince ne yaptığını anlamıyorum. Hep
bu mevsimde ortaya çıkıyor tartışmaları. Hep bir istek ve farklılık peşinde.
Kendince takılmanın bir örneğini sürekli kendine kanıtlamaya çalışıyor garip
bir şekilde.
Uyuyorum ona, bildiklerimi
şaşırayım diye uğraşıyor.
Bunu yap onu bırak, şöyle yap bunu bırak diyor. Biliyor
musunuz ne zaman öyle yapsa ben kazandım. Neyi kazandığım önemsiz bugünkü beni
yarattı haliyle; sürekli koşan, bakan, düşünen, yaratan…
Yaptıklarıma bakıyorum.
Kesinlikle ortada bir ürün var, ne olduğundan önemsiz. Mevsimindeyim ama
yetmiyor yaptıklarım. Aklımla elim tarih boyunca süregelen emeği tartışıyor.
Yönlendirilmesi konusunda kararsızlar. Bedenim aksak galiba, kendine yeni bir
yol çiziyor. Elim aklımı, aklım elimi işaret ediyor.
Gözlerim mi?
Başka bir kadını görüyor, başka bir şehri, başka
bir yolu, evi, insanı… Kulaklarım yeni bir müziği duyuyor, yeni bir havada
üşüyor, uzunca bir delilik içinde bağımsız hareket ediyorlar.
Burnum mu? O da hep akıyor, mevsimindeyiz çünkü.
Evet, galiba bir şey oluyor. Hep bu mevsimde
yaşanan bir şey. Üretim şeklini, bedenini yeni bir olaya, bir duruma
hazırlamanın sancısı yaşanıyor. Biliyorum bu duyguyu öğrenmişliğim fazla. Tam
da bu nokta da sürekli yaşanan bu öngörüsel halim yine yargılıyor kendini. Bir
bok bilmiyorsun diyor. Sevinçle karşılıyorum bu yargıyı. Evet, yanan
parıltıları gördüm.
Kendimi yargılayıp
bir adım daha atabilmenin ilk değişimini yaşıyorum.
Anlatabilmemin, kendime anlatabilmemin tek
yolu bu gibi. Yazılar yazıp kendime mektuplar yollamak. Gelecekte doğacak bir
insan için başka ne yapabilirsiniz ki! Kendinizi anlatırsınız bir güzel. Neden
yaptığınızı açıklarcasına ki bu başkasına açıklamaktan daha zor ve rahattır.
Sadece kıvama gelmeli. Her şey kıvamı tutturulunca güzel değil midir?
Fazladan
bir harf, bir duygu, duyu, bilmişlik, gülümsemelik, bağımlılık kötü gibi.
Gelecekte
değil de şimdi okuyunca bu mektubu anlıyorum aralanan kapıyı. Gir işte şuradan
diyorum. Zaman bükülmüyor, başka bir boyutta değilsin, aynı yatakta uyanacaksın
yarın sabah. Sonra diyalektik geliyor aklıma. Aynı yatak değil. Paralel evrene
dönüyor her şey.
Artık yazdım
gelecekte okuyacağım yazıyı. Bunu gelecekte olan düşünsün…
KEREM ÇİÇEK
Harika ,elim aklımı . aklımda elimi işaret ediyor
YanıtlaSil👏👏👏👏
YanıtlaSil