Pişti,
uç bakalım oğlum hadi. Gökyüzünde senden güzeli yok. En güzeli sensin diye
değil, başka kuş kalmadı gökyüzünde. Benimde evim gökyüzü gibi ya orada da en
güzeli sensin, ben çirkinimdir senden… Piştiiiii hop! Gel dedik buraya. Nereye uçuyorsun
la mankafa. Tamam, tamam bir daha yüksel bakalım, bu küçük parçanın da kralı
sen ol, senden başka kimse yok yukarıda. Hah işte böyle…
İnsanların tuhaf âlemi ne güzeldi be pişti.
Sen uçar takla atardın, biz hep birlikte bir sevinç, bir gürültü. Meyve soyarken
mutfakta şarkı söyleyenlerin sesi içilen viski tadında duyulurdu. Sert, hoş,
zengin şarkılar gibi. Sarmaş dolaş olurken her renk, gün birbirine, ben kalkar
sana göz atardım. Kahkaha atardı herkes, hâlbuki hep bir yalanı gösterirdi
gözlerin, ben gülmezdim. Şöyle çatıya çıkıp salladım mı poşeti… POŞET!
(Güvercin semalarda gözükmez)
Piştiiii! Pişti! Heyt be, nereye gittin be
oğlum... Piştii! Hepsi benim yüzümden sallamadım şu mereti… Piştiii! Dalıp
gittin yine eski günlere. Piştiii! Sanki gündü de, yalandı lan hepsi. Piştiiii! Her şeyi düzgünce planlamış bir
adamın yaşamı yok sende. Sen her anı yeniden planlamak zorunda kalansın unuttun
mu? Piştiii! Dalıp gidemezsin yasak sana dalıp gitmeler. Her an zinde kalması
gereken bir nöbetçisin, hem de sorumluluğunda kimsenin olmadığı bir nöbetçi.
Pişttiii! Bir kuştan sorumluydun bu hayatta onu da kaybettin. Piştiii! Hadi
oradan be! Geldi işte… Bak bak bak… Oğluma bak… gellll…
( Parmağına konar)
Heyt be Pişti… Korkuttun oğlum… Mankafa…
Gel bakalım hadi hadi çok durmayalım buralarda… Pişti’ye bak be o da bırakıp
gidecekti bizi… Heyt be… Piştiye bak.
( Birden havalanır)
Heyt
pişti! Heyt! Oğlum aslına ihanet etme kaçıp gidemezsin. Onu ben yapabilirim ben
kaçabilirim her şeyden. Piştiii!
(İki güvercin vardır gökyüzünde)
Pardon Pişti, herkes kendinden kavrar
dünyayı anlamlandıramadım uçuşunu. Elbette bazen kaçmak değil, sevmek başlar.
Sende haklısın be pişti. Heyt be oğluma bak bir dişi bulup havalanırmış
gökyüzünde, böyle bir başka takla atarmış kendini belli etmeye, bir başka kanat
çırparmış gülünmeyecek türden. Heyt be, piştiye bak. Biz ne olacağız be oğlum.
Seni getirip gelmezsin de gelini uçup yer yaparsın kendine. Ee ne demişler, gün
gelir çoluk çocuk uçar gider evden…
( İki güvercin aşağı doğru hızlanıp bir tur atarlar adamın etrafında)
Tabi be oğlum insan
uçtu mu iyi uçmalı poşet falan yok artık. Gökyüzü senindir. Bir daha konmana
gerek yok, ne omuzuma ne elime.
( İki güvercin konar adamın omzuna)
Gökyüzü sizindir güvenli, omuzlarımsa daha
şefkatli hadi gelin biraz yemlenelim…
KEREM ÇİÇEK
Yorumlar
Yorum Gönder