HER ŞEYİ DEĞİŞTİREN RÜYA


 

 RÜYANIN MÜZİĞİ İÇİN TIKLA

       Birden kendimi bir evde buldum, simsiyah giyinmiştim. Yaşlı bir kadın vardı. Saatine bakıp duruyordu. Yanımda bir kadın vardı çok yakından tanıdığım bir kadın ama kim olduğunu hatırlamıyordum. Yaşlı kadın bir masanın arkasında sandalyede oturuyordu. Ben de karşısındaki kanepede oturuyordum. Bıyıklı ilginç bir erkek kardeşi vardı, yaşlı kadınının beni kovmak istiyordu. Neden olduğunu bilmiyordum ama benden çok rahatsızdı.

        Boncuk boncuk ve hızla terliyordum. Yaşlı kadın saatine baktıkça ben aklımdaki düşüncemi söyledim. Siz de mi aynı şeyi hissettiniz? Ölüm zamanını çözmek değil. Ölümün bir gün geleceğine duyduğu endişe de değil. Ölümün ağırlığı ile ilgili bir durumdan bahsediyorduk ikimiz de. Sürekli saatine bakıyordu. Ben de hızla daha çok terliyordum. Sıcaklık basmıştı. Nasıl fark ettiniz, Dedim. Doğal, birden bire aklımda uyanıverdi, dedi. Ne zaman falan dedim, tüm hayatım boyunca vardı, dedi.

       Erkek kardeşi benim bunları öğrenmemden çok sıkıntılıydı. Evin bulunduğu yer oba gibi bir yerdi. Çadırların kurulduğu samanlıkların olduğu, ağaçların ve birbirinden uzak evlerin, yazlık yerler gibi, işletmelerin olduğu bir yerdi. Birden ilkokul arkadaşlarımdan biri geldi. Bir yere gittik gibi sanki ama gitmedik ben oradaydım. Hemen aklımda serpilen öyküyü nasıl kuracağım,  nasıl hazırlayacağım geldi. Çok sevindim. Biri daha benimle aynı şeyi hissediyordu ikimiz de tarif etmekte problem yaşıyorduk. Aklımdaki öykünün bölümlerini yazmaya çalıştım.

      İşte adam gider problemi çözer vb. ama gözlerimin önünde sürekli gördüğüm ekranda bir kadın erkek ve benim yazdıklarım vardı. Her cümlesini hatırlamıyordum. Ama hayatımda ikinci defa kâğıda yazılı yazı görüyordum rüyamda.

        Yanımdaki genç kadın benim sürekli gitmemi, rüyadan çıkmamı istiyordu. Rüya içinde olduğumu biliyordum. Ben çıkmak itemiyordum. İstediğim öykü o rüya içinden çıkacaktı. Orada kalıp daha da görmek her şeyi yazmak istiyordum. Sonra rüyanın lanet hızlı dönüşümüyle etraf bir dükkâna benzedi. Bir matbaa dükkânı ama değil. Karşısında geniş bir yol ağzı var. Yaşlı kadın, o dükkân camekanın içinde yaşadığı yeri terk etmek için giyinmiş süslenmiş bekliyordu. Bende yanındaydım ölüme gider gibi benimle ve genç olan kadınla vedalaştı. Hep saatine bakıyordu. Sonra altın rengi kıyafetleriyle gitti. Her şeyi bana kalacaktı. Kadının ölüm saatini bekliyordum. Neden bilmiyorum. Ölümünün saati bekliyordum. Bir şey değişecekti. Belki de ben ikimizin hissettiği şeyin ne olduğunu bulacaktım.

        Birden iki adam belirdi, dükkânda. Ben onlardan para bekliyordum. Onlar da başkasından. Geniş yolun içinde yaşlı kadını gördüm. Akşamüzeri olmuş, dükkâna doğru geliyordu. Sonra arkama döndüm iki adam birbirleriyle konuşuyorlardı.

        Olgun olanı, iyi bir yanlışlık olmasın falan diyordu. Diğeri de onu destekler biçimde cevap veriyordu. Telefonla konuştular bir ara, parayı getirecek adamla. Tamam, adam parayı getiriyor diye kapattı, diğerine söyleyerek. Akşam oldu. Dükkânın diğer tarafından dar bir sokaktan bir adam gelip poşet bırakıp gitti. Adamlar parayı aldılar. Benim de çantam oldu birden. Parayı onlardan aldım. Birden masa sandalyede oturuyor oldular. İki ay sonra ödemeye başlarım, her ay beş yüz, dedim. Olmaz bin,  dediler. Tamam dedim. Sonra aklıma yapacağım bir gezinti geldi. Askerlik gibi. Zorunlu bir gidiş. Abime güvenmiyorum ben ödeyeceğim ama geziden döndükten sonra 4 ay sonra yani. Tamam dediler. Ben borcun iki bin olduğunu düşünüyordum. Adam hayır dokuz bin, dedi. Birden etraf yine değişti.

            Adamların yanından çoktan ayrılmış bir şekilde kardeşimin beni beklediği yere doğru yola çıktım doğduğum yerin sokaklarının gelişmiş hali gibi olan çarşıda; tatlıcı mı yoksa ona benzer bir yer mi bilmiyorum ama kardeşim hep orda olurmuş. Onun yanına gidiyordum. Bir yandan kendimi kadının evinde buluyorum aldığım borcu nasıl ödeyeceğimi düşünüyorum. Yaşlı kadının parası varmış ya abisi de kayıp. Onun parasını alırım diye düşündüm. Kadın öldü mü ölmedi mi onu merak ediyorum. Kardeşimin bulunduğu yere gidip onu orada gördüm. Birden kardeşimle evimizin damında buldum kendimi kardeşim kayboldu.

             Bizim evin damında yaşlı kadını gördüm, annem de yanımdaydı. Yaşlı kadın sedir de uzanıyordu. Annem yanına gidip ona sarılıp ölmemişsin diye sevindi. Ben de biraz uzaktayım. Duruma çok seviniyordum. Yaşlı kadın ölmemiş. Rüya gittikçe silinmeye başladı. Kendimi orada kalmak için zorladım. Terledim. Sıcakladım. Korktum rüyada kalmamaktan. Uyandım.


Kerem çiçek


Yorumlar