O, şüpheci biridir.
Şüpheleri olmadık olaylardan, olmadık
durumlardan şekillenmez. Her zaman bir noktada şüphesi başlar. Şüphenin
ayrıntısını hikâye olarak kendi yazar. Gerçeklikle
bağı kopmuştur. Kafasında sadece şüphe ettiği sözcük, olay ya da örnek
vardır. Bir de sürekli değiştirdiği hikâyesinin gelişim evreleri. Kopamaz bu
durumdan, gittikçe aksileşir. Aşırı
öfkelenir kendine kızar, zarar verir.
Hep tartışma halinde karşıya
düşündüklerini söyleme halindedir.
Bunu kızgınlıkla yapar. Tutmaz kendini.
Aklına zamana bırakmak gelmez, anında şüphe ettiği durumu sorgular ve kurduğu
hikâyenin hayatta gerçekleşmesini bekler. Karşıdakini önemsemez bu durumdayken.
Durmadan karşıdakinin yüzüne vurur kurduklarını. Kurduğu hikâye içerisinde ki
çelişkileri çözmek için hikâyenin seyrini değiştirir. Birbiri ile alakası
olmayan olayları birbirine bağlar. Gerçeklik önemini kaybeder. Şüphe tek gerçek olur.
Hikâyesini şüphe yaratana göre
kurar.
Şüphe yaratan her ne ise orada takılı
kalıp cevap almaya, cevap aramaya başlar. Söylenen her sözcük şüpheyi
büyütmekten başka bir işe yaramaz. Cevap alırken yaşanan önemsiz küçük bir
olumsuzluk ya da cevabı bekletilen bir soru çığırından çıkartır onu. Bu andan itibaren cevaplar onun için yeni
sorulacak soruların kelimelerinden başka bir şey değildir. Hep sorar ve
hikâyesine ters giden her cevap daha da öfke yaratır. Tüm öfkesini çılgınca
kusar.
İşte bu andan sonra kaybeder kendini.
Son çırpınışları ve haykırışları birden
kesilir. Gözü döner, başka bir şekle bürünür. Başka bakar. Birden sesi de
kesilir. Onu bulamaz, göremezsiniz. Hiçbir zihinsel işlevi yoktur. Bir beden
hareketi de yoktur, mimik, konuşma ya da
herhangi bir nefes alış sesi. Hepsini, nefretini son damlasına kadar kusmakla
yok etmiştir. Kendisini yok ettiği gibi.
Başka biri çıktı yukarıya…
O, en son rengârenk odada hepsine
bağırıp çağırmaya devam ediyordu. Herkes onu izliyor bir yandan da Ahmet’ e
bakıyordu. Sonra O, birden sustu.
Bir dinginlik çökmüştü odaya, O, dışında herkes yukarıyı dinliyordu. Yukarıdan
gelen son sesle O, sert bir yumruk yedi sonra yığılıp kaldı yerinde, başka biri
çıktı yukarıya…
KEREM ÇİÇEK
Yorumlar
Yorum Gönder