Günlerden bir gün ya da aylardan bir ay,
yıllardan bir yıl, saatlerden bir saat, dakikalardan bir dakika belki de
saniyelerin içinde akan saliselerden o an… Hangisi bilinmez ama kültürde
zamanın akışı bellidir. Coğrafyamız önem verir zamana, biz de öyle.
İşte öyle bir anda, kedisi ile yaşayan Edip,
düşündü aynı şeyleri. Evi kedi tüylerinden geçilmiyordu. Hele ki siyah bir
kumaş, renk değiştiriyordu koltukla temas ettiğinde. Bir de aklında düşünceler yer
değiştiriyordu. Düşünceleri koltuğuna oturduğunda renk değiştiriyor, yeni tanılamalarla
sızıyordu aklına.
Kedi tüyleri ile akla sızan düşünceler nasıl ortak bir küme
edinebilirdi ki!
Edinebilirmiş ki Edip, her oturduğunda
koltuğa kıyafeti ayrı bir renge bürünürken aklına da sızıyordu yeni düşüncüler.
Düşündükçe aklında kuruyor. Kurdukça, yeni düşünceleri bulanıyordu kedi tüylerinin
renklerine. Kedi tüylerini tamamen yok etse belki de düşünceleri de yok
olacaktı tüylerle birlikte, onu sıkan, artık bu hayattan soğutan düşünceler,
eylemler ve kararlar ve…
Bir gün evi temizledi. Tüm aklının
karmaşıklığını elektrikli süpürgeyle çeker gibi, hatta belki biraz yüzey
temizleyici, belki biraz çamaşır suyu hatta böcek ilaçlarıyla evi temizlemeye
çalıştı. Arka odayı temizlediğinde
doğuya bakan odası hala kedi tüyü ile doluydu, kedi oradaydı çünkü. Doğuya bakan
odaya temizleyince kedi korkuyordu sesten, geçiyordu arka odaya, bu sefer arka oda
tüylerin uçuştuğu bir deneysel alan yaratıyordu. Aklındaki düşünceler de öyle.
Daraltmalıydı belki alanını.
Aklını bir eve benzetmek, temizlemesi zor, geniş bir avludan da beterdi.
Bir sabah kediyi
evden çıkarmak geldi aklına. Yanlış anlaşılmasın atmak kurtulmak istemedi
ondan. Tüyler problem olsa da kedi önemliydi onun için. Arabanın içine bıraktı
kediyi. Temizledi evini, tüm odaları renk değiştirmeyecek bir hale büründü. Ev kedisiz
temiz, kedinin tüy bulaştıramadığı bir halde, yaşanası. Peki, ama
kedi?
Kedi arabada, aklındaki düşünceler evin dışında, aklının kabullenmeyen
bir yanında…
Kedi arabada, ev temiz, düşünceler net. Ama
artık araba tüylü, evin dışı düşünceli ve sürekli korkudan koşturup daha fazla tüy döker bir halde. Tüy döktükçe temizlenmeye çalışılan bir
araba. Düşündükçe akla sızan düşünceler, sorunlar, kabul edişler, belki de
mutsuzluğa aralanan bir kapının yolunda gidiyormuş gibi davranışlar…
O zaman arabayı temizlemeli şimdi. Kedi
içindeyken mümkün değil. Peki, aklına sürekli düşünceler sızarken mümkün mü
aklını temizlemek? Kedi ön koltukta, arka koltuklar temiz. Hava sıcak klima açmalı,
çalıştırmalı arabayı. Klima çalışınca tüyler uçuşur, arka koltuklar da tüylü
şimdi.
Tüyler ne zamandan beri kirli gözükür oldu, aklılarda!
Tüyler mi kirli, düşünceler mi ya da
düşünmek mi kirli? Tüm olan bitenleri yargılamak isterken? Anlamaya çalışırken
hayatı, kişilerin üstümüzde kurduğu hâkimiyeti… Hangisi kirli? Kedi tüyünün uçuşması mı yaşam alanında,
düşüncelerin kirlenmesi mi akılların en derinlerinde?
Edip, evi arabayı temizlemiş kediyi
nereye bıraktığını o da hatırlamıyor -hala evin içinde kedi- ama düşüncelerini nerede bastırdığını
biliyor. Yaşam içerisinde belli talepler karşısında beğenilmese de kabul görür
hareketlerle katılıyor hayata. Kedi tüyü toplamak kadar zor -ki tüy temizlemek
inan zor-bir işlevi yerine getiriyor. kedi tüyü toplamaya çalışmakla aklına sızan fikrleri toplamak gayretinde. kedi tüyleri somut, soyut olanlar ise farkettirmeden sızıntı içerisinde. edip ise;
Sadece anlamaya çalışıyor hayatı, bir düşünce kedi tüyü toplamaktan ne
kadar zor olabilir?
KEDİ TÜYÜ VE SIZINTILAR İÇİN TIKLA
KEREM ÇİÇEK
Yorumlar
Yorum Gönder